Bizler; yani girişimciler, içerik üreticileri, pazarlamacılar, danışmanlar ve freelance çalışanlar, hepimiz ”dünyanın değişim makinesi” olabilecek nitelikte işler üretmeye ve ortaya koymaya çalışıyor ya da yaptığımız işlerle kendi dönüşümümüzü başlatmayı amaçlıyoruz.
Temelde insanoğlunun gelişimini en çok tetikleyen iki şeye odaklı yaşıyoruz. Problem ve çözüm.
Amacımız en nihayetinde kendi işlerimizi kurarak kazanabileceğimiz en çok parayı kazanıp yaşayabileceğimiz en iyi hayatı yaşamak. Yani finansal ve ruhsal olarak özgür olmak.
Kendi hayatımızı yaşamak istiyoruz; değer üretmek, insanların problemlerini çözmek ve kendi işimizin patronu olmak.
Ancak bazen bu korkutucu olabiliyor. Sayısız kurslar alıyoruz, gruplara katılıyoruz, taktikler öğreniyoruz. Birilerinin başarısının sırlarını araştırıyoruz, kısayollara bakıyoruz, trendleri takip ediyoruz… Ama sonucunda bir türlü istediğimiz mesafeyi katedemiyoruz.
Dürüst olalım: Çoğumuz eyleme geçmekten korkuyoruz. Bireysel hedeflerimiz ne olursa olsun, önümüzde uzanan bir sürü engelin karşısında donup kalıyoruz. Keşke doğru olmasaydı, ama doğru…
Bizi engelleyen şeyler ortada. Sistemler olarak çürüyen kurumlar, tavan yapan işsizlik, yükselen masraflar ve teknolojik karmaşa. Bireysel olarak: yeteneksizim, bilgiye erişimim yok, yapamıyorum, kendime güvenim yok, korkuyorum gibi bahaneler. Bizi alıkoyan şeyleri sıralama konusunda ne kadar da becerikliyiz değil mi?
Peki ne hata yapıyoruz?
Düşünme sistemimize, hayatı algılayışımıza, engellerin karşısındaki tavrımıza, düştüğümüz zaman nasıl kalkacağımıza zerre katkısı olmayacak sayısız eğitim alıyoruz ve değişmeyen mantalitemiz nedeniyle eyleme geçemiyoruz.
Patronlarımızı, ekonomiyi, politikacıları, başkalarını suçluyoruz; olmadı kendimizi başarısız, hedeflerimizi de imkansız görerek silip atıyoruz. Oysa kabahatli olan bir tek şey var: Bizim yanlış tutumumuz ve yaklaşımlarımız.
Peki tüm saydıklarımıza rağmen birileri nasıl oluyor da engellerin üstesinden gelerek, düştüğünde yeniden kalkarak, kriz zamanlarında doğru hamleler yaparak kazanabileceği en çok parayı kazanıp yaşayabileceği en iyi hayatı yaşamaya devam ediyor?
Bu insanlarda olup da bizde olmayan nedir, neyi kaçırıyoruz?
- Karşımıza çıkan engelleri anlamaya ve onları değerlendirmeye yarayacak bir mantalitemiz yok.
- Bir iş kurmanın temelleri ve sistematiği bize hiç anlatılmadı.
- Yeteneklerimiz ile piyasanın ihtiyaçlarını nasıl birleştirip bir uzmanlığa dönüştürülür bilmiyoruz.
- Uzmanlığımızı pazarlamak ve bir teklife dönüştürmek adına yapılması gerekenlerden bihaberiz.
- Değerlerimizi sunarken karşı tarafa nasıl yaklaşacağımızı ve onların problemlerini çözerken aynı zamanda da nasıl verim alacağımızı bilmiyoruz.
- Yukarıda bahsedilenlerin tamamını yapsak da; fikirlerimizi, düşüncelerimizi ve hatta zamanımızı nasıl satacağımızı bilmiyoruz.
İşte tam bu noktada Funnel Kafası size;
Mantalite, İş Kurmanın Temelleri, Ustalaşmak, Teklif Hazırlamak, Funnel Kurmak ve Satış Yapmak konularında değişmeyen ilke ve prensipleri anlatmak için burada.
Funnel mantalitesini bir yaşam biçimi haline getirmeni sağlayacak bu platformu tüm ücretsiz içerikler ve ücretli eğitimlerle beraber sana sunuyor.
Amacımız işine ve hayatına funnel kafası perspektifiyle bakacak ve mutlu müşteriler inşa edecek insanlar yetiştirmek.